KORE SAVAŞI ANMA ALANI VE ZİYARETÇİ MERKEZİ PROJESİ
Mimari | Anıtsal | Tasarım | Yarışma
2019, Lüleburgaz TR
toplam tasarım alanı : 3000 m²
Tasarımın ana kurgusu, barış ve hümanizm ekseninde kavramların irdelenerek, yitirilenlerin soyut varoluşlarının somut yansımalarıyla yeryüzünde var edilmesi ve kollektif bilincin bu sürece şahitlik etmesi üzerinedir. Bunun etrafında şekillenen olgularla birlikte bugünün insanının köklerine olan bağını güçlendirmek ve barışa ulaşma özlemini uyandıracak bir kurgu yaratmak hedeflenmiştir. Savaşın yıkıcı etkisi reddedilemez ancak bıraktığı yoksunluk ve yarattığı ‘’barış farkındalığı‘’ nın bir miras olarak sahiplenilmesi ve bu sorumlulukla ulus kardeşliği ve barışa ulaşma arzusunun tasarıma yansıtılması amaçlanmıştır.
‘’Arş’’ projesinin en önemli amaçlarından biri aksın bir rota oluşturarak anıt, kütle ve peyzaj alanını ziyaretçi ile bütünleştiren bir deneyim yaratmaktır. Bu anlamda ‘yeri anlamak’ önemli bir konudur. Alan Lüleburgaz ilçesinin kentsel-kırsal ara kesitinde bulunmaktadır. Doğal veriler göz önünde bulundurulduğunda mevcut ağaçların yarattığı iz, peyzaj dokusu ve kuzeyinden geçen Lüleburgaz Deresi önemli bir yer teşkil etmektedir. Kütlenin bir yansıma havuzu ile karşılanması ve belirlenmiş rota takip edildiğinde Lüleburgaz Deresi’ne ulaşması doğal verileri tamamlayan; ‘’tasarlanmış su ile başlayıp doğal su kaynağı ile biten ‘’ ve kütlesel tasarımı arasına alan bir aksı betimler. Anıtın simetrik eksende karşılanması ve ziyaretçilerin yansıma havuzunun altından tören alanına alınması anma alanına giden yolda ‘’mütevazı’’ bir yaklaşımla insanın zemin altında kurgulanan anma alanına bir saygıyla yönlendirilmesini tarifler. Bunun yanısıra Kore Savaşı’na giden askerlerin deniz aşırı bir ülkeye deniz yoluyla gidişinin tasvirini yansıtmaktadır. Bu yolculuğun ardından savaşta şehit düşen askerlerin isimleri tören alanını çevreleyen ve boşluğun kontürünü oluşturan duvarların üzerine işlenmiştir.
Tören alanı, yansıma havuzu–anıt–anma duvarının çevrelediği bir düzlemde konumlanmaktadır. Bunun yanı sıra fuaye alanının da saçaklanma alanı olarak tariflenmektedir. Gerek yapının içerisinden gerekse yanal akslardan rota devam etmektedir. Boylu boyunca şehitlerin isimleriyle tariflenmiş izlem duvarlarının ötesinde tekrardan peyzaj kotuna ulaşan merdivenler tasarlanmıştır. Bu merdivenler öncellikle kütüphane ve geçici sergi mekanlarının avlusunu takip eder ardından peyzaj kotuna erişerek dereye ulaşan aksı vurgular. Bu aksın vurgusuyla birlikte tekilliğe vurgu yapan ikincil akslar da yardımcı peyzaj çizgileri olarak tasarlanmıştır. Mevcut ağaçların ve peyzaj dokusunun içerisine sızan, ana aksa dik yanal akslar rotanın dışarısında duran ve deneyimlenen rotanın ve sergi mekanının bireyin içerisindeki yansımaları yalnız deneyimleyebileceği mekanlara doğru bir çağrı görevini üstlenir.
Alandaki doğal veriler ile bütünleşik, onları kucaklayan ve onlara entegre olan bir tasarım kurgusu benimsenmiştir. Lüleburgaz Deresi’ni selamlayacak ve kütle ile birlikte bir aks tarifleyecek olan yansıma havuzu ve buna simetrik devam eden, insanın mütevazı bir konumlanışla alana dahil olduğu yalın bir kurgu yansıtılmıştır.
Çalışma alanının kırsal-kentsel ara kesitinde bulunma durumuna önem verilmiş bu sebeple anıt ve kabuğun alana dahil olması dışında doğal dokunun görünürlüğünün sürekliliğini engelleyecek bir kütlesel müdahalede bulunulmamıştır. Bu hem kavramsal olarak ‘’boşluğun işlevini ‘’ ön plana çıkarmakta hem de insan ölçeğinin alan içerisindeki varoluşunun geri planda kalmamasını sağlamıştır.